Years

2023

2022

2021

2020

2019

2018

2017

Categories

Authors

ARTICLES

Case Report

NALTREKSON İMPLANTA BAĞLI GELİŞMİŞ LOKAL KOMPLİKASYONLARA MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM: OLGU SUNUMU

Mustafa Akan,Altunışık Toplu Sibel,Birgül Cumurcu Hatice
2020, 4(1), s:28-34

Madde bağımlılığı; tedavisi güç, hastanın kendisi ve yakın çevresine yıkıcı etkileri olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Tedavideki zorlukların ana kaynağı uyumu zayıf olan hastanın oral medikal tedavisini sonlandırması ve artan madde isteği ile birlikte yeniden madde kullanımına başlamasıdır. Bağımlılıkla mücadele için oral tedaviye alternatif yeni ajanlar geliştirilmiştir. Alkol ve opioid bağımlılıkları tedavisinde yeni tedavi seçenekleri arasında naltrekson cilt altı implant yer almaktadır. Ağrı, kusma, dehidratasyon, yara yerinde enfeksiyon ve hematom, kaşıntı, lokal doku reaksiyonu naltrekson implant kullanımında bildirilen sık yan etkilerdir. Bu çalışmada naltrekson implant uygulaması sonrasında yumuşak doku enfeksiyonu gelişmiş iki vaka tartışılacaktır. Çalışmamızın implanta bağlı gelişebilecek komplikasyonların yönetimi hususunda literatüre katkı sağlayacağını düşünmekteyiz. 


Case Report

OPİYAT BAĞIMLILIĞI İLE TAKİP EDİLEN HASTADA ATOMOKSETİN KULLANIMININ NÖROPSİKOMETRİK TESTLERE YANSIMASI: OLGU SUNUMU

Müberra Kulu,Filiz Özsoy
2020, 4(1), s:35-39

Alkol/madde kullanım bozukluğu ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) birlikteliği sıklıkla bildirilen bir durumdur. Bu iki hastalığın birlikteliği hem tedaviye uyumunu bozan, hem de mortalite ve morbidite oranlarını arttıran bir durumdur. DEHB tedavisinde kullanılan medikal tedavilerin kötüye kullanılma potansiyellerinden dolayı tedavi seçenekleri de oldukça kısıtlı olmaktadır. Bu yazıda atomoksetin tedavisi ile opiyat kullanım bozukluğu tanısı olan bir hastada gözlenen dikkat eksikliği semptomlarının gerilemesi ve hastaya uygulanan nöropsikometrik test sonuçlarındaki düzelmeler aktarılacaktır. Anahtar Kelimeler:


Mini - Review

1. Ulusal Sigara Bırakma Kongresi Sözel Bildiri Özetleri

Tijen Şengezer
2019, 3(2), s:49-82

DOI : .


Review Article

E-SPOR VE SAĞLIK

Rüstem Mustafaoğlu
2019, 3(1), s:5-10

e-Spor, son yıllarda gündemimize giren, popülerliği hızlı bir şekilde artan ve takipçi kitlesi genç nesil olan, devasa bütçelere ulaşmış bir uğraş olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu derlemede e-Spor’un tanımından, tarihsel gelişim sürecinden, dünyada ve ülkemizdeki yerinden, kişi üzerindeki ruhsal ve fiziksel olumlu ve olumsuz etkilerinden bahsedilmiştir. Son olarak e-Sporcu’larda gelişebilecek olası kas-iskelet sistemi sorunlarını önlemeye yönelik ergonomik değişiklikler ve pratik egzersiz önerilerinden bahsedilmiştir. e-Spor hakkında Türkiye'de bilimsel çalışmaların diğer ülkelere göre kısıtlı olduğu göze çarpmaktadır. Yapılan bu çalışma ile her geçen gün gelişmekte olan bu alanla ilgili olarak Türkçe kaynak eksikliğini gidermek, bulguların ilgili sağlık profesyonelleri ile paylaşmak ve literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır.


Original Article

SİGARA İÇEN VE İÇMEYEN BİREYLERİN BAĞLANMA STİLLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Beyza Yaz,Hüseyin Ünübol,Gökben Hızlı Sayar
2019, 3(1), s:11-15

Amaç: Bu çalışma sigara içen ve içmeyen bireylerin sigara bağımlılığı ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır.

Yöntem: Çalışma için 2800 katılımcının verileri incelenmiştir. Çalışma için katılımcılara sosyodemografik bilgi formu ve Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri (YİYE-II) uygulanmıştır.

Bulgular: Çalışmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda erkek olmak, bekar olmak, eğitim seviyesinin düşük olması sigara bağımlılık düzeyini anlamlı biçimde yordamaktadır. Ancak sigara kullanım durumu ya da günde içilen sigara adetine göre bağlanma alt boyutlarının anlamlı düzeyde farklılaşmadığı bulunmuştur.

Sonuç: Çalışmanın sonuçlarına göre bağlanma stilleri sigara kullanım durumuna göre anlamlı düzeyde farklı değildir. Çalışmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda, sigara kullanımında, eş zamanlı izlenebilen diğer psikopatolojilerin, sigara bağlanma stiline göre daha önemli risk faktörü olabileceği düşünülmektedir.

 


Original Article

Nomofobi, Sosyal Ortamlarda Gelişmeleri Kaçırma Korkusu ve Demografik Değişkenler Arasındaki Ilişkiler: Sağlık Yöneticisi Adayları Örneği

Haydar Hoşgör,Derya Gündüz Hoşgör
2019, 3(1), s:16-24

Amaç: Bu çalışmanın amacı nomofobi üzerinde sosyal ağlardaki gelişmeleri kaçırma korkusunun etkisini incelemek ve bu değişkenler ile demografik özellikler arasında farklılık olup olmadığını saptamaktır.

Yöntem: Bu amaç doğrultusunda 2017-2018 güz yarıyılında İstanbul’daki üniversitelerde Sağlık Yönetimi Bölümü’nde okuyan öğrenciler çalışmaya dahil edilmiş ve 273 katılımcının verisi değerlendirilmiştir. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu ile FoMO ve Nomofobi ölçekleri kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, t-testi, korelasyon ve regresyon analizlerinden faydalanıldı.

Bulgular: Öğrencilerin nomofobi ve FoMO düzeyleri ortalamanın üzerinde saptanmıştır. Nomofobi ve FoMO değişkenleri arasında orta düzeyde ve pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuş olup, Nomofobinin %30’unun FoMO tarafından açıklandığı hesaplanmıştır. Ayrıca öğrencilerin nomofobi ve FoMO düzeyleri ile demografik özellikleri arasında anlamlı farklılıklar görülmüştür. Bu anlamlı farklılıkların ise akıllı telefonlarını günde en az 33 kez kontrol eden, yanında sürekli şarj cihazı taşıyan, uyanır uyanmaz akıllı telefonunu kontrol eden ve sosyal medya hesaplarına akıllı telefonları üzerinden bağlanan öğrencilerden kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Sonuç: Geleceğin sağlık yöneticisi adayları açısından sosyal ağlardaki gelişmeleri kaçırma korkusunun, akıllı telefondan mahrum kalma korkusu olarak da bilinen nomofobinin yordayıcısı olduğu sonucuna varılmıştır.


Review Article

AKILLI TELEFON BAĞIMLILIĞI

Sever Yıldırım,Türker Tekin Ergüzel,Gökben Hızlı Sayar
2019, 3(1), s:25-30

Günümüzde genç nüfusun çoğunluğu interneti yoğun bir biçimde kullanmaktadır. Bu bireyler akıllı telefonları vasıtasıyla her an internete erişebilmektelerdir. Ayrıca internet kullanımının çok geniş olması ve akıllı telefonların internete kolay erişim imkânı vermesi de, birçok kişide akıllı telefon kullanma isteği yaratmaktadır. Birçok farklı fiyat aralığında bulunan akıllı telefonlar, her tüketici tipi için ulaşılabilir durumdadır. İnternet kullanımını daha da yaymak ve insanların günlük hayatın bir parçası haline getirebilmek için birçok büyük bütçeli reklamlar yapılmakta ve telefon firmaları da uygun bütçeli modellerle akıllı telefonlar üretmektedir. Kullanıcılar, akıllı telefonlar sayesinde banka işlemleri, market alışverişleri, film izleme, gazete okuma gibi birçok işlemi internet üzerinden kolayca gerçekleştirebilmektedirler. Günlük hayatı kolaylaştıran akıllı telefonlar, bilgisayarın yapabileceği işlemleri bilgisayar kullanmadan kısa sürede yapmayı mümkün kılmakta ve zamandan tasarruf ettirmektedir. Bu derlemenin amacı, akıllı telefon bağımlılığının günümüzdeki durumunu ele almak ve bu bağımlılığın sebeplerini ortaya koymaktır.


Review Article

TÜKETİM SOSYOLOJİSİ: TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Aybüke Kaplan
2019, 3(1), s:31-41

Teknolojik gelişim ile tüketiciye sunulan ürünlerin çeşitlenmesi ve cazip hale getirilmesi bazı sorunlara neden olmaktadır. Karşılaşılan bu sorunların temel sebebi ürün kullanım süresini kontrol edememektir. Teknolojinin kontrolsüz kullanımı birçok davranışsal bağımlılığa sebep olmaktadır. Davranışsal bağımlılıkta bir alt boyut olarak kabul edilen teknoloji bağımlılığı da bu süreçte öne çıkan bir sorundur. İnsanların, artan şekilde teknolojiye bağımlı olmasının bireylerin kimliklerini ve dahası tüketim tercihlerini değişime uğrattığı saptanmaktadır. Ergenlik döneminde daha baskın olarak bireyler kendilerini ifade ederken materyalist tutum sergileyebilmektedir. Bu sebeple bireylerin, topluluk içinde kendini ifade etme biçiminin, tükettiği eşyaya endekslendiği düşünülmektedir. Örneğin tercih edilen telefon markası, bilgisayarın sahip olduğu özellikler gibi pek çok kişisel odaklı tercih algısında temel belirleyici olan öğe, bireyin tükettiği ya da benimsediği şeye odaklıdır. Bu makalede medya ve iletişim araçları ile teknolojik ürünlere yönelik yaratılan ihtiyaca bireylerin duyduğu yoğun talebin sebebi açıklanmıştır. Bununla birlikte gösterişçi tüketimin günümüzde kendini gösterdiği bu bağlamı ile teknoloji bağımlılığı, sosyolojik bakış açısı ile incelenmiştir.


Original Article

Alkol ve Madde Bağımlılarında Şiddet Sıklığı ve Şiddet Özelliklerinin Kontrol Grubu ile Karşılaştırılması

Ayşegül Tosuner,Zehra Arıkan
2018, 2(2), s:39-46

Amaç: Alkol ve madde bağımlısı hastalarda şiddet sıklığı ve şiddeti etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi; şiddet davranışının dürtüsellik, agresyon, öfke, çocukluk çağı örselenme yaşantıları ile ilişkisi; alkol/madde etkisindeyken, ayık/temizken ve yoksunluk dönemi arasında şiddet uygulama açısından fark olup olmadığının araştırılmasıdır.

Yöntem: 15-65 yaş arası 49 alkol ve 31 madde bağımlısı hasta kendi aralarında ve 62 bağımlılığı olmayan sağlıklı bireyle karşılaştırılmıştır. Katılımcılar sosyodemografik özellikleri de içeren şiddetle ilgili soruların yer aldığı anket formu, Buss-Perry Agresyon Ölçeği, Barratt Dürtüsellik Ölçeği, Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçeği, Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği, Hamilton Depresyon Ölçeği, Durumluk Sürekli Kaygı Envanteri ile değerlendirilmiştir. 

Bulgular: Psikolojik şiddet sıklığı %85, fiziksel şiddet sıklığı %54, cinsel şiddet sıklığı %6, ekonomik şiddet sıklığı %10 çıkmıştır. Gruplar arasında değişkenlerin çoğunda anlamlı farklılıklar bulunmuş, bunun şiddet davranışıyla ilişkili olduğu düşünülmüştür. Alkol ve madde kullanımının şiddeti artırdığı görülmüştür.

Sonuç: Alkol ve madde bağımlılarında medikal tedavinin yanında öfke kontrolü, stres yönetimi ve dürtüsellik gibi alanlarda kişilik özelliklerini değiştirmeye yönelik psikoterapotik müdahalelerin de yer alacağı bir tedavi yaklaşımı benimsenmelidir. Alkol ve madde bağımlılarında ayık dönemde şiddetin azalmış olduğunun görülmesi, şiddetin daha çok maddenin doğasından kaynaklanan bir durum olduğuna işaret etmektedir.


Original Article

Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Ortamlarda Gelişmeleri Kaçırma Korkusunun Yordayıcıları

Çağrı Yalçın Çınar,Elif Mutlu
2018, 2(2), s:47-53

Giriş: İnternetin yaygınlaşmasıyla sosyal ağlar hayatımızın vazgeçilmezi haline gelmiştir. Sosyal ortamlarda geçirilen sürenin artması, gelişmeleri kaçırma korkusu (GKK) olarak bilinen yeni bir kavramı ortaya çıkarmıştır. Bu araştırmanın amacı; üniversite öğrencilerinde gelişmeleri kaçırma korkusunun yordayıcılarını belirlemektir.

Yöntem: Araştırmanın örneklemini Kırklareli Üniversitesi’nde okuyan tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen 400 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Veri toplama araçları; kişisel bilgi formu, BAPİ internet formu, GKK ölçeği, Rosenberg benlik saygısı ölçeği, beş faktör kişilik ölçeği ve erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu kendi bildirim ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS21.0 paket programı kullanılmıştır.

Bulgular: Gelişmeleri kaçırma korkusunun dersleri sıkıcı bulan, saat başı, özellikle ders esnasında sosyal medyayı kontrol eden, benlik saygısı düşük ve 1. sınıfta okuyan öğrencilerde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca internet bağımlılığı, nevrotik özellikler, dikkat eksikliği ve hiperaktivite ile GKK arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur.

Sonuç: Nevrotik kişilik yapısının, internet bağımlılığının ve dürtüselliğin; GKK’nın yordayıcıları olduğu bulunmuştur.