ARTICLES

Original Article

Ortaokul Öğrencilerinin Sinav Kaygi Düzeyleri İle Akilli Telefon Bağimliliği Arasindaki İlişkinin İncelenmesi

Azize TÜRKOĞLU,Cemal Onur NOYAN
2025, 9(1), s:5-14

Amaç: Araştırma kapsamında ortaokul öğrencilerinin sınav kaygı düzeyleri ile akıllı telefon bağımlılığı düzeyi arasındaki ilişkiyi incelemektir.
Yöntem: Bu araştırma, nicel yöntemlerden ilişkisel tarama modeli kullanılarak tasarlanmıştır. Araştırmanın evrenini, İstanbul’da 2023-2024 yılları arasında yer alan ve ortaokul düzeyinde eğitim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, basit rast gele örnekleme yöntemi ile seçilen 417 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada demografik özellikleri değerlendirmek için Kişisel Bilgi Formu, sınav kaygısı düzeyini ölçmek için "Westside Sınav Kaygısı Ölçeği" ve akıllı telefon bağımlılığı düzeyini ölçmek için "Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği-Kısa Form" kullanılmıştır. Araştırma verileri SPSS 27.00 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Bulgular: Ortaokul öğrencilerinin sınav kaygı düzeyleri ile akıllı telefon bağımlılığı arasında pozitif yönlü zayıf-orta anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sınav kaygı düzeyi ile cinsiyet, ebeveyn tutumu, okul başarısı, ebeveynlerin başarıya yönelik tutumu, akıllı telefon kullanım süresi arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Akıllı telefon bağımlılığı ile yalnız kalma süresi, akıllı telefon kullanım süresi, okul başarısı, ebeveynlerin başarıya yönelik tutumu arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç: Erinlik dönemindeki ortaokul öğrencileri için sınav kaygısı ile akıllı telefon bağımlılığı arasında anlamlı bir ilişki vardır. Bu durum sınav kaygısı ve akıllı telefon bağımlılığı için ortaokullarda öğrenci, öğretmen ve ebeveynlere yönelik önleme çalışmaları ve psikoeğitimlere ihtiyaç olduğunu gösterir.


Original Article

Madde Bağımlılığı Riskine Karşı Öz Yeterlik: Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinde Bir Araştırma

Özge Kutlu,Dilan Erkan,Sevinç Sütlü
2025, 9(1), s:15-22

Amaç: Madde bağımlılığı, gençler arasında yaygınlaşan ve toplum sağlığını tehdit eden önemli bir sorun olmakla birlikte, konuya ilişkin koruyucu faktörlerin yeterince incelenmediği görülmektedir. Bu çalışmada meslek yüksekokulu öğrencilerinin, madde bağımlılığından korunmaya ilişkin öz yeterlikleri ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel türde bir araştırmadır. Araştırma meslek yüksekokulunda öğrenim gören 506 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmanın amacı doğrultusunda veri toplama aracı olarak “Kişisel Bilgi Formu” ve “Madde Bağımlılığından Korunma Öz-Yeterlik Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans dağılımı, varyans analizi kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan 506 katılımcının %77,5’i kadın, %22,5’i erkektir. Katılımcıların madde bağımlılığından korunmaya ilişkin öz yeterlikleri ile cinsiyet, yaş, öğrenim görülen program ve kaldığı yer değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p<0.005).
Sonuç: Meslek yüksekokulu öğrencilerinin madde bağımlılığından korunma öz yeterliklerini artırmak için eğitim müfredatına bağımlılıkla mücadele dersi eklenmeli, yapılandırılmış erken müdahale programları geliştirilmeli ve öğrenci toplulukları ile sosyal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir.


Original Article

İstanbul'da Bir Ruh Sağlığı Hastanesinde Yataklı Arındırma Merkezinde Tedavi Gören Kadın Hastaların Erken Taburculuk Risk Faktörleri

Başak Ünübol,Gizem Akülker,Berhudan Şamar,Kursad Nuri Baydili,Selim Arpacıoğlu
2025, 9(1), s:35-42

Giriş: Araştırmalarda, kadınların bağımlılığa geçişini ve iyileşme mücadelelerini etkileyebilecek birçok özellik
belirlenmiştir. Daha önceki çalışmalarda, Türkiye'deki bağımlılık tedavi merkezlerine başvuranların %2,9-3,2'sinin kadın olduğu bildirilmiştir. Kadınların tedaviye başvurma oranının erkeklere kıyasla düşük olduğu düşünüldüğünde, tedavinin tamamlanmasının incelenmesinin literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Aynı zamanda, ülkemizdeki yatılı bağımlılık tedavi merkezlerindeki kadınların tanımlayıcı özellikleri ve tedavinin tamamlanmasını etkileyen faktörler hakkında yakın zamanda yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır.
Yöntem: Çalışmamız, bir Ruh Sağlığı Hastanesinin Bağımlılık Arındırma Kliniğinde DSM-5'e göre alkol veya madde kullanım bozukluğu tanısıyla yatarak tedavi gören 104 kadın hastanın verilerinin incelenmesiyle yürütülmüştür. Yatılı tedavi sırasında, yoksunluk şiddeti madde türüne göre değerlendirilmekte ve gerekli farmakolojik tedavi CIWA-R veya COWS ölçeklerine göre uygulanmaktadır. Tüm katılımcılar Bağımlılık Profili İndeksi (API) ölçeğini tamamlamıştır. Veriler SPSS-27 paket programı kullanılarak analiz edildi. Sosyodemografik sorular için frekans tabloları oluşturuldu. Bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerindeki etkisini görmek için regresyon analizi uygulandı. Analizler alfa düzeyi = 0,05 ile uygulandı.

Sonuç ve Öneriler Katılımcıların yaş ortalaması 31,5'ti. Tedaviye başvurudaki tercih maddesi %45 oranında alkol ve %55 oranında madde idi ve kullanım sıklığı %93 oranında her gündü. Alkol-madde kötüye kullanımı aile öyküsü %49 idi. %47'si bekar, adli öyküsü %37, %73'ü işsizdi, %59'unun eş zamanlı ruhsal hastalık öyküsü vardı, %35'inin geçmişte intihar girişimi öyküsü vardı, katılımcıların %54'ünün birden fazla madde kullanımı vardı ve %22'sinin yaşamları boyunca yalnızca bir kez bile olsa damariçi madde kullanımı öyküsü vardı. Tedaviyi tamamlamadan erken taburculuk oranı %38 olup, sosyodemografik ve klinik değişkenlerin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulundu. Ancak BAPI ölçeğinin özellikle 'şiddetli istek' alt boyut puanı yüksek olan bireylerde tedaviyi tamamlamama ile istatistiksel olarak yüksek oranda ilişkili olduğu görüldü.
Sonuç: Kadınların bağımlılık tedavisine başvurma oranının düşük olduğu göz önüne alındığında, tedaviye başvuran kadın hastaların tedaviyi tamamlamak için ihtiyaçlarının anlaşılması ve tedaviye cinsiyete özgü müdahale programlarının dahil edilmesi önemlidir.